GRİPTEN-NEZLEDEN NASIL UZAK KALIRIZ?

ARALIKLI ORUÇ DİYETİ
Ekim 21, 2021
DİŞ ÇÜRÜKLERİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ
Ekim 21, 2021

GRİPTEN-NEZLEDEN NASIL UZAK KALIRIZ?

GRİPTEN-NEZLEDEN NASIL UZAK KALIRIZ?

Korona virüs ismini hepimiz ezberledik. Fakat ismini bilmediğimiz ve her kış mücadele ettiğimiz birçok virüs, bakteri veya mantar ve parazitler var. Enfeksiyon hastalıklarıyla mevsim geçişlerinde sık karşılaşıyoruz.  Özellikle de üst solunum yolu enfeksiyonlarını görüyoruz. Diğer hastalıklarda olduğu gibi enfeksiyonlar için de alabileceğimiz tedbirler arasında amaç; yaşam boyu sağlığımızın korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesi, yaşam kalitemizin arttırılması ve sağlıklı yaşam biçiminin benimsenmesidir. Bu konuda sağlıklı beslenme önemli bir yer almaktadır.

Hastalıklardan korunmak için et grubundan, sebze ve meyve grubundan, süt grubundan, tahıl grubundan oluşan sağlıklı bir tabak oluşturulmalı, antioksidandan zengin yağlar ile öğün zenginleştirilmelidir. Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma gibi meyvelerin tüketimi önemlidir.

E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmaktadır. E vitaminin iyi kaynakları yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır.

Bağışıklık sisteminde D vitamini de önemli rol oynamaktadır. D vitamini hücrelerimiz üzerinde bir kalkan etkisi yaratır. Böylece hücreler zararlı mikroorganizmalara karşı korunmuş olur. Her sonbahar döneminde D vitamini ölçtürmeniz de fayda vardır. Eğer kan değeri seviyeleriniz düşük ise gerekli takviyeyi kullanmak vücudunuz için elzemdir.

Ayrıca prebiyotik besinler, sebzeler (pırasa, yer elması, bamya, enginar, kereviz, soğan, sarımsak, kuşkonmaz ), kurubaklagiller (nohut, mercimek, fasulye), tam tahıllar (tam buğday, yulaf, arpa, kepekli pirinç), yağlı tohumlar (ceviz, badem,- fındık), meyveler (zeytin, muz, çilek, elma) ve probiyotik ürünler kefir, boza, tarhana, şalgam suyu, turşular (şalgam suyu ve turşu gibi çok tuzlu gıda tüketiminde yüksek tansiyon hastaları dikkat etmelidirler) bağışıklık sistemini olumlu etkilerler.

Fazla yağ dokusu bağışıklığımızı tehdit eder, vücutta bir inflamasyon yaratır. Bu yüzden yağ dokusunun fazla artışı önlenmelidir. Basit şeker içeren ürünler veya çok fazla enerji içeren fakat vitamin-mineral içeriği düşük olan fast food yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Hazır meyve suları, gazlı içecekler tercih edilmemelidir.

Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekmektedir. Yeterli sıvı alımı vücutta oluşan toksinlerin (zararlı öğeler) atılması, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışmasında, metabolizma dengesinin sağlanmasında ve vücutta pek çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde son derece önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle, her gün 2-2.5 litre su içilmeli, sıvı alımının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı, açık çay gibi içecekler tercih edilmelidir.

Hastalıklardan uzak günler dilerim…

Beslenme ve Diyet Uzmanı AYŞE KUZGUN